24 Mayıs 2013 Cuma


DEVLETTEN TETİKÇİLER İÇİN 1 MİLYON 254 BİN TL MASRAF

Tutuklu Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın, '90'lı yıllarda işlenen cinayetlerin tetikçisi olan asker, polis ve itirafçıların avukat masraflarının devlet tarafından ödenmesi ile ilgili yasaya dair sunduğu soru önergesine Adalet Bakanı Sadullah Ergin yanıt verdi. Ergin, "Söz konusu yönetmelik kapsamında Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 1 Milyon 91 Bin 554 TL, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 163 bin TL olmak üzere toplam 1 milyon 254 bin 554 TL avukatlık ücreti ödenmiştir” dedi.

Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın 26 Ocak 2008 tarihinde 26768 sayılı "Terörle mücadelede görev alan personelin, bu görevlerinin ifasından doğduğu iddia edilen suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda müdafi olarak belirlediği avukat veya avukatların ücretlerinin ödenme usul ve esasları" yasasına ilişkin verdiği yazılı soru önergesine Adalet Bakanlığı yanıt verdi. “Yönetmelik kapsamında 2008 yılından bu güne kadar avukatlara yapılan ödeme tutarı ne kadardır?” sorusuna Bakanlık, “Söz konusu yönetmelik kapsamında Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 1 Milyon 91 Bin 554 TL, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 163 bin TL olmak üzere toplam 1 Milyon 254 Bin 554 TL avukatlık ücreti ödenmiştir” diye yanıt verdi.

Sarıyıldız’ın, "sanığın yararlandığı haktan mağdurun yararlanamıyor olmasının" silahların eşitliği ilkesine aykırı olup olmadığı sorusuna Bakan Ergin, “Terörle etkin şekilde mücadele eden kamu görevlilerinin hukuksal çıkarlarını korumak amacıyla 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 15’nci maddesi ile anılan Kanun hükmüne dayanılarak çıkartılan ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca şüpheli/ sanık kamu görevlilerine getirilen hukuki yardım müessesesinin kamu yararı ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği zira terörle mücadelede görev veren veya bu görevi ifa eden kamu görevlilerinin terör örgütlerinin açık hedefi haline gelmesi dolayısıyla 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 20’nci maddesi kapsamında koruma tedbirlerinden de yararlandıkları göz önüne alındığında, soruşturma/kovuşturma avukatların ücretlerinin ödenmesine ilişkin esas ve usuller, Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir” diye belirtti.

94 personele dava

Adalet Bakanlığı yargılanan güvenlik güçleri hakkında verdiği yanıtta ise taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olmak, kasten ev yakmak, cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek, adam öldürmeye azmettirmek, kasten öldürmek, işkence yapmak ve işkence sonucu ölüme sebebiyet vermek, ihmali davranışla adam öldürmek suçları iddiasıyla 53 Jandarma Genel Komutanlığı personeli ile, kasten öldürmek, görevini kötüye kullanmak ve işkence suçları iddiasıyla da 41 Emniyet Genel Müdürlüğü personeli hakkında dava açıldığını bildirdi.

JİTEM grup komutanının masrafları da devletten

Şırnak'ın Cizre ilçesinde 1993-95 yılları arasında işlenen 52 faili meçhul cinayet ile ilgili "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak", "Adam öldürmeye azmettirmek" ve "Adam öldürmek'' suçlarından halen Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 9 kez ağırlaştırılmış müebbet istemi ile yargılanan JİTEM Grup Komutanı Albay Cemal Temizöz ve diğer sanıkların da söz konusu yasaya göre avukat paraları devlet tarafından ödeniyor.

8 Mayıs 2013 Çarşamba


Sarıyıldız, FEM Dershanesi'nin eski kitaplarının SYDV’ye satılışını sordu
ANKARA- Tutuklu Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Cizre’de FEM Dershanesi’nin süresi geçmiş ve kullanılma özelliğini kaybetmiş sınava hazırlık kitaplarının, komisyon ve duyuru yapılamadan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na satılmasını Milli Eğitim Bakanına sordu.
Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde FEM Dershanesi’nin süresi geçmiş ve kullanılma özelliğini kaybetmiş sınava hazırlık kitaplarının, komisyon ve duyuru yapılamadan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na (SYDV) satılmasını Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya sordu.
Sarıyıldız, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan aracılığı ile verdiği soru önergesinde atıl durumda olan kitapların Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı bütçesinden 15 bin TL karşılığı satın alındığını ve satın alınan bu kitapların ilçedeki liselere eğitim yardımı adı altında dağıtıldığına dikkat çekti. Sarıyıldız, Bakan Avcı’ya yanıtlaması talebi ile şu soruları sordu:
“Özel bir dershaneye ait eski ve atıl durumdaki kitapların maliyetinin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı bütçesinden hiçbir komisyon kurulmadan karşılandığı yönündeki iddianın doğruluğu nedir? “Söz konusu iddia doğru ise 15 bin TL karşılığında özel bir dershaneden satın alınan kitapların liselere dağıtılmasındaki amaçlanan kamu yararı nedir? Daha önceki yıllarda da ilçede bulunan liselere dağıtılması amacı ile özel dershanelerden ders kitapları satın alınmış mıdır? Satın alınmış ise hangi dershanelerden, ne kadar maliyet ile temin edilmiştir?”



6 Mayıs 2013 Pazartesi

SARIYILDIZ, BAŞBAKAN'A SORDU: ŞIRNAK KATLİAMI İÇİN ÖZÜR DİLEMEYİ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

1994 yılında 41 kişinin katledildiği Kuşkonar ve Koçağıllı katliamlarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a soran tutuklu Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, "Kürt coğrafyasında yaşanan bu ve diğer katliamlar ile ilgili Toplumsal Yüzleşme ve Hakikatlerin Araştırma Komisyonu kurmayı düşünüyor musunuz? Devlet adına katledilen köylülerin yakınlarından özür dilemeyi düşünüyor musunuz?" diye belirtti

 Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, 26 Mart 1994 tarihinde TSK'ye ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu katledilen 41 yurttaşın ölümünü Başbakan Erdoğan'a sordu. Sarıyıldız, BDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken aracılığı ile verdiği soru önergesinde, Kürtlerin demokratik hak ve taleplerinin inkârı, 12 Eylül 1980 darbesinin ortaya çıkardığı baskı ve sindirme politikaları neticesinde giderek büyüyen PKK hareketinin 1990'lı yılların başı ile beraber kitlesel bir desteği de arkasına aldığını belirtti. Devletin, bu desteğin önünü kesmek için Kürt illerinde 1990'lı yıllardan itibaren sivil halka karşı sistematik bir yıldırma ve bastırma politikası geliştirdiğini hatırlatan Sarıyıldız, yürütülen savaş konsepti sonucunda binlerce kişinin hayatını kaybettiğini, milyonlarca kişinin de yerinden yurdundan edildiğini belirtti.

'En korkunç olanı toplu ölümler'

Şırnak merkez ve ilçelerinde de yoğun çatışmaların yaşandığı 90'lı yıllarda yüzlerce insanın öldürüldüğünü, zorla kaybettirildiği ve failli meçhul cinayetlere kurban gittiğini aktaran Sarıyıldız, "En korkunç olanı ise toplu ölümler, toplu kaybedilmeler ve toplu infazlardı. Aynı aileden çok sayıda kişi bir anda atılan bir bomba ya da tesadüfen binilen bir arabadan çıkarılarak kaybedildi. Öyle ki, baba-oğul, ağabey-kardeş, amca çocukları-hala çocuklarının ortak kaderleri olan ölümlerden dolayı birçok aile sadece bir kişinin değil, yakınlarından birkaç kişinin yassını tutmak zorunda kaldı" diye kaydetti. "Şırnak'ın Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinde de 26 Mart 1994 tarihinde askeri uçakların gerçekleştirdiği bombardımanda beşikteki bebekler, çocuklar ve hamile kadınların da aralarında bulunduğu 41 kişinin katledildiğini belirten Sarıyıldız, önergede şunlara dikkat çekti: "Hava saldırısına günlerce sessiz kalan dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, katliamın uluslararası basında da yer almasından sonra yaptığı açıklamada saldırıyı doğrulamış; ancak bombalamanın bilinçli şekilde yapılmadığını belirterek, savaş uçaklarına takılan bombaların kayışlarının 'gevşemesi' sonucu bombaların köyün üzerine düştüğünü açıklamıştı. Dönemin iktidarı ve medyası yaşanan katliamdan sorumlu olarak uzun süre PKK'yi göstermişti. Basına yansıyan haberlere göre, Ulaştırma Bakanlığı, Avukat Tahir Elçi'nin talebi üzerine Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden, 26 Mart 1994 tarihli uçuş kayıtlarını istedi. Alınan yanıtta ise , 'Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin bulunduğu noktada (10 NM-18.55 KM) Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 2 uçuş icra edildiği tespit edilmiştir' denildi."

'Özür dilemeyi düşünüyor musunuz?'

Sarıyıldız, Erdoğan'a yanıtlaması talebi ile şu soruları yöneltti: "TSK'ye ait askeri uçakların bombardımanı ile katledilen 41 sivil yurttaşın failleri neden hala bilinmemektedir? Soruşturmanın zamana yayılması ve örtbas edilmesi ile ilgili dönemin yetkilileri ve hükümetinizin bir talimatı olmuş mudur? 41 sivil yurttaşın katledilmesi esnasında savaş uçakları ya da helikopterlerde görev yapan, operasyon kararı veren ve bombalamayı gerçekleştiren kişiler hakkında soruşturma açılmış mıdır? Bu kişilerin soruşturma aşamasında ifadelerine başvurulmuş mudur? Başvurulmuşsa, ifadeler nelerdir? Dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, savaş uçaklarına takılan bombaların kayışlarının 'gevşemesi' sonucu bombaların köyün üzerine düştüğünü açıklamıştı. Bu açıklama katliamın sorumluluğunun kimde olduğunu açıkça göstermemekte midir? Dönemin Başbakanı, Genelkurmay Başkanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı'nın ifadelerine başvurmayı düşünüyor musunuz? Bu kişiler hakkında herhangi bir inceleme ya da soruşturma başlatılmış mıdır? Ulaştırma Bakanlığı'nın verdiği son bilgi ve Genelkurmay eski Başkanı Doğan Güreş'in geçmişteki açıklamaları katliamın askeri uçak ya da helikopterler tarafından yapıldığını göstermektedir. Yaşanan katliamdan ötürü devlet adına katledilen köylülerin yakınlarından özür dilemeyi düşünüyor musunuz? Kürt coğrafyasında yaşanan bu ve diğer katliamlar ile ilgili Toplumsal Yüzleşme ve Hakikatlerin Araştırma Komisyonu kurmayı düşünüyor musunuz?"

5 Mayıs 2013 Pazar


Sarıyıldız, 75 yaşındaki hasta tutuklunun tahliyesini istedi
ANKARA-Tutuklu Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, 22 yıldır cezaevinde olan ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan 75 yaşındaki hasta tutuklunun durumunu Meclis’e taşıdı. Konu hakkında Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e yazılı soru önergesi veren Sarıyıldız, “75 yaşındaki Hasan Aslan’ın tahliye edilmesi ve yaşamının son yıllarını ailesinin yanında geçirmesi için herhangi bir girişiminiz olacak mı?” diye sordu.
ü
Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, 22 yıldır cezaevinde olan 75 yaşındaki hasta tutuklu Hasan Aslan’ın durumunu Meclis’e taşıdı. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan aracılığı ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e yazılı soru önergesi veren Sarıyıldız, İnsan Hakları Derneği’nin neticelendirdiği çalışmaya göre Türkiye’nin farklı illerindeki cezaevlerinde toplam 230 ağır hastanın bulunduğunu belirtti. Hasta tutuklulardan 108'inin biran önce serbest bırakılması gerektiğini ifade eden Sarıyıldız, “181 hastanın da ciddi koşullarda tedavisinin yapılması gerekiyor. Uluslararası standartlara göre, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere sunulan sağlık hizmetinin, cezaevi dışındaki şartları ile eşit olması gerektiği belirtilmektedir. Yurttaşların cezaevlerinde olması, en temek hak olan yaşam ve sağlık hakkının elinden alınması anlamına gelmemelidir. Ancak Türkiye’de cezaevlerindeki mahpuslar yaşadıkları sağlık sorunları konusunda sevk ve tedavi işlemlerinde ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Ayrıca cezaevi koşulları hasta tutukluların yaşamını fiziki ve psikoloji açıdan olumsuz olarak etkilediğinden,  hastalıklar zaman ile ölümcül bir safhaya ulaşıyor. 3. Yargı Paketi’nde “6411 sayılı kanun” ile hasta mahpusların durumuna yönelik bazı değişiklik yapıldı. Ancak bürokratik engellerden ötürü ağır durumdaki hasta tutuklular halen cezaevlerinde tutulmaktadır” diye belirtti.
‘Aslan ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda’
Durumu ağır olan yüzlerce hasta tutukludan birinin de Ordu E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan 4 Kasım 1938 doğumlu Şırnak’ın İdil nüfusuna kayıtlı Hasan Aslan isimli tutsak olduğuna dikkat çeken Sarıyıldız,  3 Mart 1992 tarihinde PKK davasından yargılanan Hasan Aslan’ın dönemin Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin verdiği karar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldığını hatırlattı. Aslan’ın cezasının 36 yıla çevrildiğini dile getiren Sarıyıldız, önergede şunları kaydetti: “Gerçek yaşı 85 olan Aslan’ın kimlikteki yaşı 75 olarak gösterilmektedir.  Gerçek yaşının ortaya çıkması için kemik testi isteyen Aslan’ın bu talebi ilgili yetkililerce yerine getirilmemiştir. Sırasıyla Diyarbakır, Ceyhan, Midyat ve Ordu cezaevlerinde kalan Aslan’ın KOAH hastalığı bulunmaktadır.  Yaşadığı sağlık problemleri ve ilerlemiş yaşından ötürü Aslan, nefes darlığı, astım, mide rahatsızlığı, göz rahatsızlığı, iltihaplı romatizma, ayak ve dizlerde şişkinlik, şiddetli ağrılar gibi ciddi sağlık sorunları yaşamaktadır. Aslan, oda arkadaşlarımın yardımı olmadan hiçbir ihtiyacını karşılayamayacak durumdadır.  Aslan’ın elbiselerinin giydirilmesinden, traşına kadar tüm ihtiyaçları oda arkadaşları tarafından giderilmektedir”.
 ‘3. Yargı paketi ile kaç hasta tutuklu tahliye edildi?’
Sarıyıldız, Bakan Ergin’e yanıtlaması talebi ile şu soruları sordu: “2002 ile 2013 yılları arasında cezaevinde yaşamını yitiren hasta tutuklu sayısı kaçtır? 2013 yılı itibariyle cezaevinde kaç hasta tutuklu bulunmaktadır? Bunlardan kaçının durumu ağırdır?  Cezaevlerinde 70 yaş ve üstü kaç tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Bu yaş üstündeki kaç hasta tutuklu cezaevinde tutulmaktadır? 3. Yargı paketi kapsamında kaç hasta tutuklu tahliye edildi? Gerçek yaşı 85 olan ancak nüfus cüzdanındaki yaşı 75 olan hasta hükümlü Hasan Aslan neden 3. Yargı kapsamında tahliye edilmemektedir? Hasan Aslan’ın uzman doktorlarca tespit edilmiş hastalıkları nelerdir? Hastalığının tedavisi için hangi hastanelerde, ne tür bir tedavi görmüştür? Aslan’ın şu an herhangi bir sağlık kuruluşunda tedavisi yapılmakta mıdır? 75 yaşındaki Hasan Aslan’ın tahliye edilmesi ve yaşamının son yıllarını ailesinin yanında geçirmesi için herhangi bir girişiminiz olacak mı? İnsan Hakları Derneği’nin raporunda belirttiği 230 ağır hasta tutsağın tahliye edilmesi için herhangi bir çalışma gündeminizde midir?”